mustafa alper taş
gülmek için
sonbaharı böylece kutsadık
alevleri yükselen ateşlerin ve bir yara gibi moraran dağların başında
ağaç kabuklarının dökülmesine ve suyun serinlemesine
şaşırmadan
beklenen bir ölüm haberinde
yere düşürdüğü mendiline uzanan ihtiyarların
akşam cenazelerini andıran sonbaharı kutsadık ve açıldı büyük kapılar
yaşamın acılarla esen rüzgarları
şimdi sevgilim ağır rüyalarını yorumlamak için
yokuşlu bir sokakta oturuyor olmalıydık herşey ancak böyle güzel olabilir sanıyorum
isimlerden kaçınarak birine örneğin müthiş güzel bir gölgeniz var
görmedim böyle bir gülüş, böyle bir şeye gülündüğünü de görmedim aslında
diyerek
gözlerimiz gözlerimizde ve mutlaka bir dağa yaslanan şehirlerde
kuşlar havalansaydı
ürküp gülüşmemizden. |