|
|
|
Ayın Konuğu
Yasin MORTAŞ ile tanışalım
1967 doğdu. Afşin Lisesi’nden mezun oldu. Sağlık Meslek Lisesi tamamlama programını, Sağlık Yüksek Okulunu, İşletme Fakültesini bitirdi. Halen memur olarak çalışmaktadır. Şiirleri, Dolunay, Dergâh, Yedi İklim, Kırağı, Lika, İnsan Saati, Yalnız Ardıç, Güneysu, Şardağı, Derkenar, Dergibi, Mor Taka, Ada, Mavi Çınar, Gülbang, Bir Edebiyat Yaprağı gibi çeşitli dergilerde yayımlandı. Birçok antolojide yer aldı.
Afşin kaymakamlığının düzenlemiş olduğu "Manzum Ashab-ı Kehf" ulusal şiir yarışmasında, "Mağara Yarenleri" adlı şiiri 3.lük ödülüne layık görüldü.
Yasin MORTAŞ
DİLÂRA’NIN HUSUMETİ
dilâra
bütün aşkları
yanına çağırır
yaslanırdı dağlarına
dilâra
gel bir can bağışla
husumetinle
getir hislerini
kalbini götürme
dilâra
susadığım çöllerinde
sağılırsın güneş gibi
çatlamışlığıma
bir damla su
üç güneş bırakırsın
kurumuş dudağıma
cehennem ah dilâra/cehennem
sus dilâra
incitme ses tellerini
sus
ıssız ormanlar çağırayım
yanına
bir aşk masalı bahşet
yalnız kalmış dağlarıma
ben,hümâ kuşuyla konar-göçer ağlarım
ah dilâra
sessizliğin çok fırtına çaldı
ormanlarımdan
gönlümün
açılmamış sözü
durgun yüzüydü
dilâra
***
Yasin MORTAŞ
İÇİM ÇOK DENİZ ISMARLADI HASRETİNDEN
çekildi dehşetle
aklın kıyısına vuran son martılar
içim çok deniz ısmarladı hasretinden
içi kof ölümler sunuldu kararsız yaşamlara
ben o yok olan sınıfın içindeyim görürsünüz
tutmayın ölürsünüz zayıf bedenimden
yok oluşum gölge gibi düşer güneşinize
birer parça bölüşürsünüz karanlığımı
anneler doğurmadan daha ikibinli yılı
metal müzikler arkasında çözünürsünüz
sonra çürütürsünüz yaşananları
tutup atarsınız ruhunuzu iklimsiz yerlere
daha tutuşmadan içiniz çok yanar
daha doğrulmadan lava sokulur başınız
ve daha mümkün değil dönmek
kesilir aşınız
toprağa uyuştu yeşermek için bedenler
yok olmanın vuslatını kuşananlar vardı
şefâât ve kevser’e özünü duranlar
ve yorulmak bilmezdi onların tayları
gül buğusu kadardı ayları yılları
boş gönülleri yurlardı saf uyanışla
yağmurlar diriltirdi çöl akşamlarını
nemli yaralar kapanırdı dağılırken bulutlar
ırmaklar uyanırdı yatağını çoğaltarak
bozkırlar suya dururdu
ve bataklıkta sazlık ayı uyurdu
verimli kalkmak için yarınlara
ne durursunuz
kalkın ve ağlayın sahraları kaldırın
aldanmayın yüreklerin göçsüz olduğuna
şahlandırın yüreğinizde ki o sevgili küheylanı
gökkuşağı geçsin ıssızlaşan içinizden
kaldırın şu hengamı karartılı başınızdan
daha büyük çoğalın tacınızdan
o zaman işte ferdaya geçer göçünüz
bir kuşun suyunu tutar öc’ünüz
sesiniz ötelerden sılayı dokur gelir
gelir ve aşk ile yürekler göğerir
bırakmayın içinizde tutulmasın güneşiniz
(güz’95
Yasin MORTAŞ
SAÇINA SÜMBÜLLER YAĞARSA
saçına sümbüller
yağarsa/yağsın
kor damlarsa/damlasın
yüreğine
ve ağlarsa/ağlasın
toprağın böcekleri
sen toprak yürek
filizleri titreyen
kılıcımız mum cesedidir
şimdi bizim
gözlerine hû çek
ağlarsan/ağla
saçına sümbüller
yağarsa/yağsın
bahar'94
|
|
|
|
|
|
Hasan EJDERHA
SANA SUSUZLUĞUMLA SUSUYORUM
Damlamadı kelimelere mana
Yediğim bütün etleri kusuyorum
Çün artık haram kelimelerin eti bana
Söz bitti sana susuzluğumla susuyorum.
|
|
Hasan EJDERHA
SEN BEN OLUNCA
Ben seni gördüm dün ben içinde
Neden sen yoktun bendeki sen içinde
Olduğum zaman yokum ve sen de yoksun içimde
Ne zaman görüneceğiz ikimiz sendeki ben içinde
Yürüyor hayat, hayatı yürüyorum bir biçimde
Sadece sen kalıyorsun bende, tüm yolcular gidince
Ben tükendikçe sendeki ben içinde
Sen çoğalıyorsun bendeki sen içinde |
|
|
|
|
|
|
|
|